bugün

entry'ler (235)

msi

anakart üretmenin yanısıra çok iyi gaming laptop yapan ve servisinden oldukça memnun kaldığım şirket.

2013 yılında ge70 049 xtr modelli bilgisayarlarını almıştım. bilgisayar ilk geldiğinde fan'ından matkap sesi çıkıyordu ama kargoda bir şey olur korkusuyla gönderememiştim.

daha sonra istanbulda okumamın verdiği şansla ve ssd'nin de sorun çıkarması sebebiyle servise vermek zorunda kaldım. servisin yeri açıkçası çok kötü bir yer. kesin dedim bir sorun çıkacak ters davranacaklar vs. sinirim bozulacak. çünkü servis kenar mahallede bulunan küçük bir dükkan olduğu için hiç böyle bir hizmet göstereceğini belli etmiyor. ancak msi servis beni inanılmaz derecede yanılttı. servise verirken çok kibar biri benimle iletişim kurdu ve bilgisayarımı aldı. 1 hafta sonra bilgisayarımın alabileceğimi söyledi(tarih 30 aralık yılbaşı öncesi) ben 1 hafta dediler ama 2 3 haftayı bulur dediysem de ertesi gün beni arayıp önce işletim sistemi kurup kuramayacakları hakkında benden izin aldılar. daha sonra onlara teslim ettiğim sorunların yazılı olduğu kağıttaki her bir sorun hakkında tek tek beni bilgilendirdiler ve gerekli parçaları değiştirdiklerini söylediler. son test aşamasından geçirip beni tekrar arayacaklarını söylediler. msi gelir gelmez sorun çıkarıp beni çileden çıkarsa da küfrettirse de servisinin 3000 ? lik bilgisayara yakışır bir servis olduğunu söylemeliyim. türkiyede paramla rezil olmadığım için çok mutluyum.(en azından servis açısından)

tek sorun yerleri daha merkezi bir yerde ve daha güzel bir mağaza olsa çok daha güzel olurdu.

Edit: iş bu entry ekşisözlükte baba bak raki aldım isimli çaylak hesabımda da girilmiştir.

güzel turist kızlara you are many desert demek

(bkz: çok çölsün)

humanist yaklaşım

bide tatlı su hümanist yaklaşımı vardır.

"kürtler ölmesin, kürtler ne acılar çekti siz bilmiyorsunuz qq, PEKEKE haklı mücadele, faşist TE CE kürtleri öldürüyor" cümlesi buna örnektir

mehmet altan

siyasi görüşleri, yetmez ama evet demiş olması vs. beni hiç ilgilendirmeyen, bir hoca olarak, bir öğrencinin karşılaşabileceği en iyi hocalardan biri. son derece anaç bir insan. yardım istediğinizde hiç çekinmeden yardım eden bir insan.

iyi ki onu tanımışım ve iyi ki onun gibi entellektüel bir hocaya sahibim.

yabancı versiyonu çekilmesi mümkün olmayan diziler

(bkz: sıla)

töre möre ne anlar adamlar.

istanbul a yeni isim buluyoruz kampanyası

kürdiye.

kolon grafisi

bunun hakkında internette şöyle hasta ağzından herhangi bir bilgi hiç yok. ekşide bile yok. o yüzden ilk bilgiyi sanırım ben veriyorum bu konu hakkında. ekşiye de "baba bak raki aldim" adlı çaylak hesabımla aynısını geçireceğim.

doktora kabızlık şikayetleri veya kronik kabızlık şikayetleriyle gittiğinizde, doktorunuz paragözse kolonoskopi, az paragözse kolon grafisi isteyecektir sizden. kolonoskopiyle ilgili bol bol suser ağzından veya resmi kurumlarda bilgi mevcuttur ancak bu muhabbet hakkında bilgi mevcut değildir internette(en azından suser ağzından bilgi mevcut değil). halbuki kolonoskopide zaten uyutuluyorsunuz kısa süreliğine. esas olay bunda ve rektoskopide(rektoskopide de sanırım uyutulmuyor.)

şimdi, başlayalım bilgi vermeye

-kolon grafisi nedir?

kolon grafisinin sanırım 3 adı var. lavman-opak kolon grafisi, baryumlu kolon grafisi ve yalnızca kolon grafisi. bunların 3'ü de aynı şeydir. (kesin mi amk nerden biliyosun? -internette öyle yazıyor)

-ne işe yarar?

kolon grafisi bir röntgendir. röntgen yoluyla kalın bağırsağınızda bir tıkanıklık olup olmadığını ya da taşlaşmış bir şey olup olmadığına vs. bakar. (veya yapısına)

-kolonoskopiyle ne farkı var bunun?

kolonoskopiyle poponuza kamera sokup, bunu kalın bağırsağınız boyunca ilerletiyorlar ve kısa süreli bir uyutma işlemi yapıyorlar.

baryumlu ya da lavman opak kolon grafisinde uyutma yok, yine poponuza bir şey sokuyorlar ancak bu kamera değil sıvı ve hava vermek için sokulan bir 'pipet' gibi düşünün ve tüm kalın bağırsağı bu kabloyla gezmiyorlar yalnızca bir kısmına kadar sokup, oradan sıvıyı ve havayı içeri akıtıyorlar. zaten uyumamanızın sebebi de bu sanırsam.(yani tamamına kadar sokmamaları)

-hazırlık aşaması nelerdir bu kolonoskopinin?

anlatayım.

şöyle oluyor. randevunu alıyorsun. 2 gün sonrasına falan verirler randevuyu eğer teknisyenleri varsa, teknisyenleri yoksa eğer ne zaman gelecekse o zaman verirler. randevudan 2 gün önce katı gıda'yı kesiyosun ve sadece muhallebi, çorba tarzı şeyler tüketiyorsun. çay, kahve vs. tüketmiyorsun ki bağırsağın boş kalsın. daha sonra olaydan 1 gün önce akşam 6'ya kadar falan son yemeğini yiyorsun ve bir daha ağzını su dahil hiç bir şey sokmuyorsun. 2 saat sonra da sana verdikleri müshil ilacını söyledikleri dozda kullanıp tuvalette sıcak anlar yaşıyorsun. bağırsağın tamamen boşalmalı ki yanıltıcı görüntü çıkmasın.

-ya şimdi bana doktor dedi ki bağırsağın bomboş olacak öyle geleceksin yoksa randevuyu iptal ederiz. şimdi ben çıktım tuvalete biraz ama bence hala tuvaletim var napıcam şimdi ben? kurtulmak istiyorum bir an evvel randevu uzasın istemiyorum.

onu da kendimden örneklerle anlatayım. (2 senedir kabızlık şikayetiyle doktora giden biri olarak)

ben röntgen öncesi magnesie calcinee kullandım ve internetten etkisini ne zaman gösterdiğine baktım bu ilacın. 8 saat diyordu. ilacı kullandıktan 1 saat sonra hemen tuvalete koştum (kullanma saati: 20.00). ayrıca senin gibi korktuğum için saat sabah 4'e saatimi kurdum, uyandım bir posta daha yaptım. kendimi zorladım biraz, siz de zorlayın kendinizi. allahım sonuna kadar yaptım yaptım, ancak sanki hala içeride bir şeyler var. çıldırıyorum. o 'bişey' sonuna kadar gelip sonunda hooop duruyor, çıkmıyor dışarı. ıkındığım için sürekli hemoroidim de azdı. artık kafayı kırıyordum sinirden. randevum saat sabah 10.30 daydı.

- ee noldu peki, başlattılar mı röntgeni?

aynen öyle. ishal oldun değil mi diye sordular. evet oldum ama şüphelerim var, sanki hala içeride bişeyler var dedim. yok yok bir şey olmaz merak etme dediler ve başladılar ve hakikaten de bir şey olmadı. ekranda da görmedik bir şey zaten demekki öyle bir hismiş sadece.

-ya peki gerçekten tuvaletimi boşaltamayıp gidersem?

o zaman sanırım geri yollamak yerine lavman verip tuvalete gönderiyorlar sonra zaten rahat rahat çıkıyorsun onunla. çünkü zaten operasyondan önce parayı ödüyorsun, o hizmeti vermek için her şeyi denemek zorundalar diye düşünüyorum.

-aa bak para dedin hakikaten kaç para bu işler bir de parayı ödediğim halde hizmeti sunmazlarsa napıcam?

sgk'lı olduğum için 150 lira bir para aldılar. sgk'sız düşünemiyorum. hizmeti sunmazlarsa bir kez daha randevu yazacaklar ama para işi ne olur bilemiyorum onu oradakilerle konuşup öyle ayrılın hastaneden.(elbette her denemede 150 lira alamazlar.)

-operasyonu anlatır mısın peki, ne oluyor randevu saati geldiğinde?

randevu saati geldiğinde 'eserikli sen misin' diye soruyorlar ve seni mekana götürüyorlar. soyun diyorlar. radyologda o sırada kemerini çıkarıyor ve..(şaka şaka korkmayın)

neyse soruyorlar mekana götürüyorlar, soyun diyorlar.(bu şaka değil işte)istersen çorapların kalabilir diyorlar. tamamen baştan aşağı soyunup, çorabı da isteğe bağlı olarak çıkarıp veya çıkarmayıp(çıkarmadım) verdikleri önlüğü giyiyorsunuz. verdikleri önlük deli ceketi gibi bişey. önden giyiyorsunuz arkadaki bacıkları bağlayamazsanız doktor geldiğinde bağlar dert etmeyin.

daha sonra doktor geliyor sizin röntgenin çekileceği makinenin oraya götürüyor. bundan sonra olaylar biraz spesifik ama ben başımdan geçenleri anlatayım.

doktor makineye ayağınızı bastırıyor(yani ayaktasınız). daha sonra makineyi yatar pozisyona getirerek sizi yatırmış oluyor. makine dediğime de bakmayın. ayağa kaldırıp-yatırabilen demirden veya adına siz ne koyarsanız koyun bir sedye düşünün. ta*aklı bir sedye. her türlü fonksiyonu var. hatta inanır mısın röntgen bile çekiyor!

yatırdıktan sonra önünüzde 55 dakikanız var. ama merak etmeyin doktorlar orda bıdı bıdı konuşacak, siz stres olucaksınız napıyolar bana noluyoz amk yaaa! düşünceleri içerisinde 55 dakika çok kısa sürecek. çağın hastalığı olduğundan, kaynında da olduğundan bahsedecekler, amk dicekler geçenlerde ben bi kabız olduumm peeeh! anlatacaklar. belki de anlatmazlar çok cool doktorlarsa. ama konuşmasalar bile dediğim gibi stresten ve bir sonraki adımı merak durumundan dolayı çabuk geçecek.

doktor size aşamaları anlatacak, sıvı vericez şöyle olucak böyle olucak bilmemnerden sonrası kolay şeklinde. sonra sizi yüzüstü döndürecekler..

ilk önce makatı bi muayene edicek hemoroidiniz varsa onun memelerini görecek ve oraya anestol sürdüğünü böylelikle canınızın acımayacağını dile getirecek.

daha sonra dön diyecekler ve cenin pozisyonu almanızı isteyecekler. işte artık başlıyoruz. içeride ilacı yapıp getirecekler(lavman opak ya da baryum denen muhabbet) ve oraya hafif cem yılmaz tabiriyle keşkül titretmesi yapıp ilacı penislerine sürüp.. şaka şaka. yine şaka.

ilacı yapıp getirdikten önce veya sonra size pipeti sokucaklar.

-hocam pipet nasıl ya çok mu büyük?

mcdonaldstan içtiğin milkshake varya. hani çekersin çekersin gelmez milkshake nefessizlikten geberirsin. hah onun pipeti kadar falan belki çok çok az daha büyük. ama bence en mükemmel benzetmeyi yaptım şuanda.

-abi girerken acıyor mu şimdi ya?

ya girerken pek acımıyor, sonuçta bu hastalığı yaşayan adam fitil falan da kullanmış oluyor zamanında. popoya sokmalarında bir sorun yok, bağırsağa giriş aşamasında biraz garip oluyorsunuz. inledim ama acıdan değil yani nasıl desem. tuvaletiniz çıkarken orada bir böyle acı desen değil sancı desen değil ama rahatlamanızı sağlayan bir 'acı his' olur ya. o oluyor işte. ama rahatlatmıyor tabi işte garip bir şekilde inletiyor. dışkınızın geri döndüğünü düşünün.

-ne kadar sokuyorlar peki

çok az ilerletip bırakıyorlar, ilerletme aşamasından korkmayın o kısmını artık hissetmiyorsunuz bile.

evet bu kadar soru yeter.

pipeti soktuktan sonra, doktor yavaştan sıvazlamaya başlıyor.. (tamam tamam siz de şakadan hiç anlamıyorsunuz)

pipeti soktuktan sonra, sıvıyı yavaştan veriyorlar, sıvı da aynı şekilde bağırsaktan geçerken bir garip ettiriyor sonra neredeyse böğrünüze kadar geliyor. hiç bir acı hiç bir ağrı hiç bir uyuzluk hissetmiyorsunuz. pıtır pıtır gidiyor sıvı kendi kendine.

tabi bu sırada ekran size dönükse, sıvının ilerleyişini ve bağırsaklarınızı görebilirsiniz. işin zevkli kısmı bu zaten. zaman geçirmek için izleyin ne oluyor ne bitiyor. ne kadar zaman geçirirseniz o kadar çabuk biter iş. benim tv arkadaydı doktor bak bak nası ilerliyor dedi bana ve o şekilde izlemeye başladım.

bu kısmı biraz bulanık bende ama sanırım bir kaç röntgen çekip hava veriyorlar ya da sıvı ilerledikten sonra çekim falan yapmadan direkt havayı veriyorlar o kısmını tam hatırlamıyorum. neyse, hava verme kısmını anlatayım ama önce biraz SSS ya da FAQ denilen muhabbeti yapayım.

-ben şimdi duyuyorum sağdan soldan, kolonoskopiye gidenler gazını tutamıyormuş hava verdiklerinde, gülüyorlarmış vs. ya bunda da öyle bişey olursa?

bak dostum aynen şu şekilde oluyor. havayı verdiklerinde bi ığğğğğğğğğğğğğğğ çekiyosun ve başlıyorsun gazı içinde tutmaya. nasıl bir sancı yapıyor diye sorarsan, hani ishal ilacı alırsın, senin karnını hafif ağrıtır(o spazmlardan bahsetmiyorum yalnız daha hafif, tuvalete çıkman için zorlayan, dışkını popona kadar hızlıca getiren ağrı) heh işte o ağrı oluyor. onu da tutabiliyorsun zaten merak etme. karnın fokur fokur fokurduyor. her gaz verişlerinde sancı yaşıyorsun işin en boktan kısmı hangisi dersen, bence bu kısım ama tutmakta hiç bir sıkıntı çekmezsin ve sancı sadece ilk verdiklerinde oluyor, sonrası şişkinlik ve senin tutma yeteneğin ki yetenek demiyim hiç korkarsın şimdi, tutabiliyorsun yani sıkıntı yok. yaşlı teyzelerde amcalarda oluyor o işler.

havayı da verdikten sonra, sizi cenin pozisyonunda, yüzüstü, sırtüstü evire çevire... röntgen çekiyorlar..*
sıralama şu şekilde.

1)pipetin girişi
2)sıvının girişi
3)havanın girişi
4)yatar pozisyonda cenin, sırtüstü ve yüzüstü röntgen çekimi.
5)sedye gibi şeyi yukarı kaldırıp sizi hafif doğrultarak yapılan çekimler. burada çok hafif sağa çevir vücudunu falan diye komutlar veriyorlar.
6)sizi kaldırıp, tüm vücut olarak çekmek için yanılmıyorsam başka bi yere yatırıyorlar. hadi az daha sıkın dişinizi bitiyor.
7)git tuvalete sıvıyı boşalt diyorlar(boşaltamadım)
8)tekrar çağırıyorlar 2 çekim daha(daha fazla veya daha az olabilir) yapıyorlar bağırsağın boş haliyle. ama bana dolu haliyle yapmak zorunda kaldılar. çünkü bende nasıl bir sorun varsa yok yani boşaltamıyorum içimdekini
9)özgürsünüz..

-arkadaşımla gitmem gerekir mi?

valla aslında gerekmez ama yine de birini çağırın siz, zaten stresli olacaksınız, 3-5 boş muhabbet yaparsınız onunla öyle girersiniz, bir de güvenceniz olur hani bir durum olduğunda, acil bi ihtiyaç vs.(hani doktorun prezervatifi kalmamıştır vs.) arkadaşınız bi koşu gider alır ama merak etmeyin öyle bir şey olmayacak zaten sadece içiniz rahat eder diye diyorum. normal şartlarda ikinci bir kişiye ihtiyaç yok.

-bir sorum olduğunda mesaj kutunu yeşillendirebilir miyim?

hiç çekinme.

-hangi hastanede yaptırdın?

şişli kadıoğlu hastanesi(hemen cevahirin yanında)

-tavsiye eder misin?

valla aletler biraz eskiydi hatta kendi aralarında bir parça için şunun değişmesi gerekiyor artık yahu falan diyorlardı ama doktorlar iyiydi sevimliydi. böyle bir anında sevimsiz doktorun röntgen çekmesi çekilmez olur. yine de sen bilirsin.

başka sorunuz yoksa prof.dr. eserikli sizlere geçmiş olsun dileklerini gönderir, sağlıklı günler diler.

vallaha 1 saat 5 dakikadır bu yazıyı yazıyorum. boynum kolum her yerim koptu gidip şimdi yemek yicem. acıktım ulan aaa! 3 gündür yemiyoruz zaten.

haydi kalın sağlıcakla..

yılmaz özdil

sözcü'nün kalitesine düşüp, tayyip'in oyunları, tayyip'in kumpasları vs. yazmayıp yanlış gördüklerini yazmaya devam ederse takip edilebilecek yazardır

aksi takdirde popülaritesini hızla kaybedecektir.

donanım haber forum

son 6 7 senedir bilgisiz, boş konuşan, çoluk çocuğun barındığı, rezil, rakipsiz forum sitesi.

tıpkı lol'ün silkroad metin2 ve knight'ı solladığı gibi bir forum sitesinin çıkıp şu foruma rakip olması gerekir ki rekabet sayesinde kalite artsın..

kız çorabı nasıl kokar

cevabı

bayramlarda anneanne ve babaane evlerindeki ayak kokusu gibi kokar.

olan sorudur.

bu kadar basit..

kızların mal hareketleri

hihihihi çok şikiriimmm * gibi kendini öven ve şeker olma çabası gösteren sosyal medya yorumları.

erkekten olgun olmasını bekledikleri gibi kendileri de biraz olgun olmalı bence.

çok değil. biraz..

mekan sınıflandırmak

herhalde hayatım boyunca anlayamayacağım sınıflandırmadır.

öncelikle lafa şuradan başlayayım. ben üniversite yıllarıma kadar rol yapmadan geldim. nerede ve kimle mutlu olduysam o insanlarla ve o yerlerde takılmaya çalıştım ve bugünlere geldim.

şimdi yeni yeni ilkokulda lisede sürekli rol yapmış hep dilimizden düşmeyen 'popi' modunda takılmış yaklaşık 7 8 senedir tanıdığım bir arkadaşımla takılmaya başladık.

istanbula okumaya geldi ve kendisini gezdirmeye başladım. nereleri seveceğini az çok tahmin ediyorum.

sevmeyeceği bir kaç yer gösterdim. gösterdiğim mekanlar nargile cafeler. bu mekanları kendisi kekomançi mekanlar diye sınıflandırıyor. şimdi nargile içen bir insanı veya nargile cafeyi keko mekanı olarak nitelendirmemizin sebebi nedir acaba?

nargile bir sınıf belirtisi mi? nargilenin fiyatı en en en ucuz 10 tl gördüm ben daha ucuzunu görmedim.

neden nargile değilde starbucksta kahve içince insanların gözünde büyüyoruz acaba?

mesela bu çocuk starbucksta kahveye 10 tl veriyor ve kahveciyim ben diyor. içtiği kahveyi abdde 1 dolara dolduruyorlar. ben de çaycıyım ve en güzel çayı kekomançi denilen mekanlar yapıyor sürekli devir daim olduğu için..

mesela bir kız arkadaşınızı gezdiriyorsunuz, çay bahçesine götürseniz bu devirde götüyle güler size iğrenir sizden.

bu sorular aklımı çok kurcalamakta..

sahi böyle bir nesil olarak geliyoruz. mekan aşağılıyoruz, insan aşağılıyoruz, zevklerimizden ve kültürümüzden arındırılıyoruz.

tehlikenin farkında mısınız?

kürt katliamına sessiz devlet

30 yıl boyunca insanlarını öldürenlere, bize karışmayın biz kürt'üz özerklik verin diyenlere karşı çok doğru bir hareket yapan devlettir.

buyrun karışmıyor.

bazı erkeklerin hiç sevişmemiş falan olması

(bkz: mala vuruyoruz)

psn plusa yüzde 50 zam yapılması

artık playstation 4 severleri online oyun oynamak için daha fazla ödeme yapmak zorunda kalıcak.

aylık fiyat 15 liradan 20 liraya.
yıllık fiyat 99 liradan 149 liraya çıkmış bulunmaktadır.

kaynak için fotoğraf gelecek.

edit: geldi. görsel

sibel yılmaz

facebookta kurulan istanbul üniversitesi 2014 girişliler sayfasının diktatör yöneticisi. beğenmediği esprileri silen, beğenmediği insanları gruptan atan, istanbul üniversitesi 2014 grubunu popüler olmak için açıp egosunu tatmin eden çirkin bir insan kendisi. grupta yapılmak istenen eğlenceyi engellemek için tüm gücüyle çaba göstermektedir. buna itiraz edenleri de teker teker gruptan atmaktadır.

ilk önce donanımhaberde konu açıp oradan üye yakalamaya çalıştı aha da linki burada: http://forum.donanimhaber...38/key_anadolukizi/tm.htm

facebook grubu da bu: https://www.facebook.com/groups/688052377926881

oyunlarda türkçe dil desteğinin bulundurulmaması

kardeşim bu ülkede oyuncuların sayısı 100 kişi olsun.

bunlardan 75 tanesi, qnq mal mısın aq oyuna para mı verilir xd ben torentten çekiyom aqq hehehehe. gel qnq torentten pes çektim ataq evde qnq spacele şut çekcen qnq zaaa

20 tanesi, aq 250 liraya oyun mu olur, dur şunu amazondan getirteyim ben ucuza gelsin veya amazondan gelmesi uzun sürer şimdi gittigidiyordan 130'a kapatırım- ki ben bu gruba giriyorum. (gittigidiyordakilerde kaçak zaten)

5 tanesi, dur katkımız olsun aral'dan alayım da bizimkiler kazansın.

yani şimdi adam satışlarına baktığında diyor ki ben türkiyede oyun satamıyorum. türkiyede oyuncu yok. ki herkesi kendimiz gibi düşünmemek lazım, hakikaten belli bir gelir seviyesinin altında olanların çocukları teknolojiden uzak kalıyor. adam bilgisayarı zor alıyor zaten oyunu nasıl alsın.

böylece o kaçak aldığınız oyunlar hangi ülkeden geliyorsa onların işine yarıyor ve onlara dil desteği konuyor ve size konmuyor. haklı mı? haklı.

örneğin riot games. bedava oyun yaptı lol diye. 2009da çıktığında yoktu türkiye serverı bilmemne EU bile yoktu sanırsam. adamlar baktı ki oyunda çok türk var ve para harcıyorlar ciddi anlamda hop serverını çıkarttı. bu kadar basit

yani portekiz ve danimarka dillerinin olması çok normal, çünkü onlar türkiyeden gelişmiş ülkeler ve oyuna harcama yapıyorlar.

oyuna türkçe desteği gelmemeli diyen de k*rddür. oyuna türkçe desteği gelmeli fakat oyuna ayrı türkiyede server kurup oyuncuları ille kendi ülkesindekilerle muhattap etme zorunluluğu olmamalı.

last of us mesela türkçe. hani nerde ilk okullu last of us da. nasıl ya da? hayatımda oynadığım en zevkli ve en kaliteli oyunlardan biriydi. türkçe olduğu için hikayeyi de çok rahat kavradım.

adam lolden başka oyun oynamıyor, ben e sıportçuyum aqa bak plat 4 oldum proyum gamer'ım bak silversın sen aşağılıyorum seni bebe noob hehehehe diyip gelip burda türkçe dil desteği veren oyunları aşağılamaya kalkıyor.

bi siktir git!

edit:imla

az kişinin bildiği muhteşem şarkılar

jeannette biedermann- how its got to be.

göztepe karşıyaka altay

yav kardeşim ben izmirliyim ama herhalde izmirlinin yüz karasıyım. ne tuttuğum semt'in takımını seviyorum ne de diğer ikisini.

çünkü ne zaman görsem kekolar ve k*rdler gidiyor maçlara. ulan yok mu şu takımın entel dantel 40lı yaşlarda amcaları ya da ne bileyim taş gibi kadın-kız taraftarları. yok arkadaş bu takımları ne destekliyorum ne de seviyorum.

haydi eksileyin beni.

okul hayatının cevaplanmayan tek sorusu

ilkokul öğretmenimin ismi birsu olan arkadaşı, hemen hemen her gün masadan kalkıp "bana bak çocuk seni gebertirim" diyip niye dövdüğü sorusunun cevabı benim için hiç bir zaman cevap bulamamıştır.

kız'ı öğretmen sevmediği için, nedense sınıfta sevmezdi ve dışlardı, bu sebeple hiç derste konuşmazdı, verilen görevi yerine getirir, ödevlerini yapardı. hatta biz çocuk acımasızlığımızla onu ağlatırdık bile bazen ama ondan yardım istediğimizde hep yardım da ederdi. niye o kızın her gün neden dayak yediğini bilmiyorum

en son annesi gelmişti okula. annesini de azarlayıp bu sefer anneni çağırıyorsun diye dövmüştü. ne alıp veremediği vardı hala bilmiyorum.

kodumun menopozlu kaşarı, seni bana denk getiren hayatı sikeyim.